Çanakkale savaşı sırasında gelen ANZAC'lara gelmeden önce Avustralya'lı kadınlar tarafından yapılıp yolluk olarak gönderilmiş bu besleyici ve doyurucu yulaf ezmeli kurabiyelerin tarifini paylaşacağım sizlerle. Yulaf ezmesi gerek kahvaltıyı hızlıca geçiştirmemiz gerektiğinde porridge (yulaf lapası) yapmak için gerekse çeşit çeşit kurabiyeler yapmak için bizim mutfağımızdan eksik olmaz. Ama açık konuşmak gerekirse son zamanlarda yulaf ezmesi satın almamızın sebebi kesinlikle bu kurabiyeler oluyor. Size de denemenizi kesinlikle tavsiye ederim fakat dikkat; alışkanlık yapabilir:) Hatta sanıyorum bu postu yazmayı bitirdikten sonra ben kalkıp bir tepsi daha yapacağım...
Malzemeler:
1+1/4 su bardağı un
1 su bardağı yulaf ezmesi
1/2 su bardağı toz şeker
3/4 su bardağı hindistan cevizi rendesi
2 yemek kaşığı bal
100 gr tereyağı
1 çay kaşığı kabartma tozu
Öncelikle fırını 170 C'ye ayarlıyoruz. Fırın ısınırken toz şekerini robottan bir kaç tur geçirerek inceltiyoruz. Sonrasında uygun bir kaba unu eledikten sonra toz şekeri, yulafı ve hindistan cevizini de ekledikten sonra kuru malzemeleri kendi arasında karıştırıyoruz.
Küçük bir sos tenceresinde tereyağını ve balı karıştırarak eritiyoruz. Tamamen eridikten sonra kabartma tozunu 2 yemek kaşığı suyla karıştırıp tereyağı-bal karışımımıza ekliyoruz. Bu noktada karışımımız biraz köpürecek ve renk değiştirecek...
Ocağı kapatıyoruz ve ılınması için 1-2 dakika karıştırdıktan sonra kuru karışımımıza tereyağı-bal ve kabartma tozu karışımını ekliyoruz. İster elle ister büyük bir kaşıkla karıştırıp bir kurabiye hamuru elde ettikten sonra birer yemek kaşığı kurabiye hamurlarını önce elimizde yuvarlayarak sonra da üstlerine bastırarak şekil veriyoruz.
Hamurdaki tereyağı zaten erimiş yağ olduğu için kurabiyeler fırında pişerken çok fazla dağılmayacak, şekil değiştirmeyecekler. Bu yüzden Örneğin damla çikolatalı kurabiye gibi yaparken erimemiş, oda sıcaklığında tereyağı kullandığımız kurabiyeler gibi genişleyecek ve birbirlerine yapışacak diye endişelenmemize gerek yok. Fırın tepsisine istediğimiz aralıklarla kurabiyelerimizi yerleştirebiliriz.
Ben kurabiyelerin bir kısmını orijinal Avustralya tarifine sadık kalarak sade yaptım, bir kısmını da kuru meyve ekleyerek hazırladım.
Bu kurabiyeleri ben koca bir fincan salep ve Çanakkale'ye bağlı Gökçeada'dan aldığımız domates reçeliyle birlikte yemeyi seviyorum. Aynı tepside hem Çanakkale hem de Avustralya ve Yeni Zelanda olması bu kombinasyonu biraz daha özel kılıyor benim gözümde.